UA-138707196-2

ÇOCUKLARIMIZ, HAYALLERİMİZ VE BİZ...

ÇOCUKLARIMIZ, HAYALLERİMİZ VE BİZ...

Siz hiç bahçenize diktiğiniz sardunya fidanının güller açmasını beklediniz mi?

Ya da, balkonunuzdaki saksıya diktiğiniz menekşe tohumunun çimlenip büyüdüğünde limon çiçeği gibi kokmasını?

O, baharda çiçekler açan kiraz ağacının meyveleri olunca dallarından elmalar koparmayı…

Elinizdeki malzemeler un, şeker, kakao, tereyağı ve süt iken, melemen yapmayı düşündünüz mü hiç?

Temmuz ayında ferahlamak için kar yağmasını beklediniz mi?

Elbette ki bu soruların hepsine kocaman bir “hayır” cevabı vereceksiniz.

Tabii ki sardunya fidanından sardunya çiçekleri, menekşe tohumundan mis gibi menekşe, kiraz ağacından al al kirazlar vermesini bekleriz.

Un, şeker, kakao, tereyağı ve sütten de olsa olsa kek olur. Temmuz ayında kar yağmasını beklemekse bir hayal…

Çünkü her şeyin bir doğası vardır. Ve tüm beklentilerimiz, o varlıkların doğası içerisinde gerçekleşir.

Peki ya çocuklarımız, onların doğası…

Her çocuk ressam mıdır? Her çocuk mühendis, doktor, avukat olabilir mi?

Neden insanlar, kiraz ağacından sadece kiraz meyvesi alabileceğini bilirken, Tanrı’nın müzik yetenekleriyle donattığı bir çocuktan doktor ya da mühendis olmasını bekler?

Ya da doğasında resim yeteneği olan bir çocuktan hakim ya da savcı olmasını?

Özünde kiraz olan ağacın, meyvesi nasıl elma olur ki? Peki ya özünde sporculuk olan bir çocuğun iyi bir mali müşavir olması?

Acaba biz anne babalar, öğretmenler…. Gerçekten çocuklarımızdan ne istediğimizi biliyor muyuz?

Her çocuğun her dersten başarı düzeyinin aynı olması mümkün mü? Her çocuğun doktor, hukukçu, mühendis olması…

Acaba onlardan olmalarını istediğimiz şey, kendimizin olmak istediği ama olamadığı, ya da olup da, onun da aynı şekilde mutlu olacağını düşündüğümüz kendi hayallerimiz mi? Yoksa çocuğumuz için istediğimiz şey, iyi bir gelir, toplumsal statü mü?

Bunlarla mı mutlu olacaklarını düşünüyoruz yoksa çocuklarımızın?

Oysa her anne babanın çocukları için öncelikle istediği şey, onların “mutlu” olmaları.

Ancak çocuklardan kendi özelliklerine ve kendi hayallerini gerçekleştirmeye dönük başarılar beklemek yerine, anne baba olarak bizlerin hayallerimizi gerçekleştirmeye dönük başarılar bekliyoruz.

Ve maalesef ki;

Ne sardunyalar güller açıyor,

Ne menekşeler limon çiçeği kokuyor,

Ne kiraz ağacı elma veriyor,

Ne de Temmuz ayında kar yağıyor.

Olan, onların hayallerine oluyor…

Ahmet Nafiz Demir